Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü‘nden alınan bilgiye göre, vücuttaki sıvı dengesi, kan basıncı düzenlenmesi, asit-baz dengesinin sağlanması ve sinir-kas sistemindeki uyarıların iletilmesinde tuz (NaCl) büyük önem taşıyor.

Aşırı Tuz Tüketimi ve Sağlık Riskleri

Aşırı tuz tüketimi, insan sağlığını olumsuz etkileyerek kalp-damar hastalıklarına yol açabilmektedir. Dünyada ölümlerin yarıdan fazlasına bulaşıcı olmayan hastalıklar neden olurken, bunların %30’unu kalp-damar hastalıkları oluşturuyor.

Risk Faktörleri ve Önlemler

Önemli değiştirilebilir risk faktörleri arasında aşırı tuz tüketimi, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği, sigara ve alkol kullanımı bulunuyor. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), dünyadaki tüm ölümlerin %13’ünden sorumlu tutuluyor. Tuz miktarı kan basıncının en önemli belirleyicisi olarak öne çıkıyor.

Tuz Tüketiminin Azaltılması ve Öneriler

Günlük 2 gramdan fazla sodyum veya 5 gramdan fazla tuz tüketimi, yüksek kan basıncı, artmış kalp hastalıkları ve inme riskini arttırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), günlük tuz tüketimini 5 gram olarak öneriyor.

Türkiye’de yapılan SALTÜRK çalışması, günlük tuz tüketiminin 15 gram olduğunu gösteriyor. Ancak, 2011’den bu yana uygulanan Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı ile tuz tüketimi 10,2 grama düşmüş olsa da hala önerilen miktarın 2 katı seviyesinde.

Eylem Planı ve Değişiklikler

Eylem planı kapsamında yapılan değişiklikler arasında ekmek, pastırma, kırmızı biber, domates salçası, zeytin ve peynir gibi ürünlerdeki tuz oranlarının azaltılması bulunuyor. Ayrıca, okul kantinlerinde satılan besinler için tuz miktarına yönelik kriterler belirlenmiş ve kamu kurumlarının kafeteryalarından tuzlukların kaldırılması gibi önlemler alınmıştır.